Başlangıç > Uncategorized > TÜRKÇE Mİ SÖYLEDİĞİMİZ, KONUŞTUĞUMUZ, YAZDIĞIMIZ DİL?

TÜRKÇE Mİ SÖYLEDİĞİMİZ, KONUŞTUĞUMUZ, YAZDIĞIMIZ DİL?


TÜRKÇE Mİ SÖYLEDİĞİMİZ, KONUŞTUĞUMUZ, YAZDIĞIMIZ DİL?

Mehmet Ali Sulutaş, MBA

“Gülünç değil. Aslında ağlanması gereken bir olay: Kendi ülkesinde ana dilinde adam konuşmaya ve yazmaya çalıştığı için alay ediliyor. Türkçe’de ‘w’ harfli ‘towers’ diye bir kelime mi var? Dünyada kendi dilini böyle aşağılayan başka bir ülke var mı acaba? Herkes İngilizce bilmek, anlamak, yazmak zorunda mı?” Böyle yazmış duyarlı Defne Bilir, Tallahassee, Florida’dan gönderdiği, zarfı da görüntüleyen, iletisinde…

Gönderici telefonla adres sorar. ‘Hürriyet Medya Towers’ gibi yanıt alır. Towers ke-limesini anlayamayan yurttaşa yanıt veren bayan, o kelimenin harflerini kent adlarıyla açar. Yurttaş, kim bilir ne denli zorlanıp yazar o adresi. Mektup zarfı da aşağıdaki gibi gelir:

Bayan, ‘w’ için ‘ikiz v’ deseydi, ‘dobülü’ ne olurdu acaba? Düşünmeden kullanıp Türkçe olduğunu sandığımız yabancı kökenli sözcüklere örnekler sunalım şimdi de:

Önce yukarıdaki adresten başlayalım. Promosyon (İng. promotion)= yüksel(t)me, terfi, teşvik anlamına geldiği gibi, indirimli satış, reklam, tanıtım anlamında da kullanılmaktadır. Depo (Fr. depot)=bir şeyin korunup saklanıp kullanılması için konulduğu yer. Türkçe karşılık olarak, Farsça ‘anbar’dan gelse de, ‘ambar’ sözcüğünü önerebiliriz…

Şok (İng. shock)=şaş(ır/t)mak, sars(ıl)mak, afallamak, çarpma, vuruş sarsıntı, vuruş; revizyon (Fr. revision)=düzeltme, gözden geçirme, inceleme, denetleme; komple=dolu, eksik-siz, tam; ful=bütün, dolu, eksiksiz, tam; monoton=tek düze, yeknesak; rutin=olağan, sıradan; branş=bölüm, dal, kol; varyasyon=çeşitleme, değişim; deodorant=koku (gideren ilaç) giderici; etik=ahlakî, ahlakla ilgili, ahlaklı, töre bilimi; test= araştırma, deneme, sınav, sınama, yoklama; start=başla(ma), çıkış; start noktası/çizgisi=çıkış …/..; start aldı=başladı; start verildi=başlatıldı; finiş=bitiş, bitme, varış; finiş noktası/çizgisi=varış …/..; finişe geçti=atak yaptı, bitişe yaklaştı; shop/şop=alış-veriş yeri, dükkan, mağaza; market= alış-veriş yeri, bakkal, manav, pazar yeri…

Ziya Aykın iyi milat belirlemiş Türkçe, ülke yaşamına: ”Aslında, ‘Dabülü’ (dobülü), özelliklerini yitirmekte olan bir ulusun, çağdaşlaşmak adına her şeyini yitirme yolunda, ‘The Marmara’ ile başladığı yolda, basın-yayın yardımıyla ulaştığı önemli bir basamağın simgesidir,” diye vurgulayarak…

‘Türkçenin, yabancı sözcükten kurtulması, dilseverin tepkisiyle gerçekleşir!’ (Emin Özdemir)
Türkçe karşılıkları olan bir yabancı kelimeyi kullanmanın yararı, anlamı ne olabilir?

KDV derken başladı sanıyorum, Türk “a-be-ce” sindeki “Kk” ‘ke’ için ‘ka’ demek… M’de geçen ay yüz yüze görüştüğüm Defne yeğene teşekkür eder, sevgi sunarım… mas 2.2.2016

Kategoriler:Uncategorized
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın